Ynt: bilinçakışı..
elimden tut yoksa düsecegim,
yoksa bir yildiz düsecek.
..
eger ben yalnizsam,yanilmissam,
elimden tut yoksa düsecegim
yagmur götürecek yoksa beni..
sustum ki indigim durak beni haykirislariyla karsiladi;
zaten hic konusmamistin ki- dedi,
-sendeki bir hayal gemisi
yelkenine yazdigin isimlerle karis karis gezdirirken kendini,
bunlarin gerceklegine inanack kadar saf olmamaliydin.
oysa bavulum vardi,agardi.
bak- dedi,icini acarak...
yerle bir etti tüm hüzünlerimi,kederlerimi..
su yaninda tasidigin seylere bak- dedi..
bir ayna tuttu sonra...
-moru seversin ama,gözlerinin altinda duran su halkalarin
sana kattiklari yorugunluk ve uykusuzlugun eserlerinden baska bir sey degil..
kendini harcadigin degerlere bak- dedi.
oysa uzaktan deniz görünüyordu ve canim da nasil
simit cekiyordu.
ama durak basbas bagriniyor,hic de susacak gibi durmuyordu.
-hani asklarin,sevdalarin,göz yaslarin..
icini yakan siirlerin hani..
yüzüme vuruyordu yagmur,kafami desmek istercesine sert.
delip de icine nüfuz etmek istercesine kararli..
sonra aklimdan bi kismini silmek istercesine baskin..
o gün yagmur yagiyordu ve ben ceplerimde ariyordum göz yaslarimi..
böyle bagrinca hicbir anlami da olmuyordu üstelik..
dinlemiyordum yani..
anlamamak degil,ne oldugunu ben de biliyorum
ama yapabilecegim baska bir sey olsaydi,
zaten yapardim.
kendini kandirmaya devam et- diyerek itti beni.
zaten yetismem gereken bir yer vardi,
bir otobüs yolculuguna cikacaktim hemen..
hizlica yerine koydum bavulumdan sactiklarini..
önümde sarisin bir kadin vardi ve ufacik valizini o elinden öbürüne degistirip duruyor,ayakablarinin topuklari kirilmasin diye asfalti oksarcasina yürüyordu.
gidecegimiz yer ayniydi besbelli cünkü ayni otobüs sirketine dogru yol aliyorduk.
hicbir sey düsünemeyecek kadar cok sey olsa da kafamda,
hemen sarisin kadina elinde semsiyeyle kosan muavini dikkatime cekemeyecek kadar yogun degildim.
elinden valizi aldi usulca.
semsiyeyi tuttu sonra.
tesekkür etti kadin da ona.
ben en paspal halimle camurlanmis postallarimi yere süre süre,
pesimde koca valiz,
onlari izlerken,
sacak altinda diger muavinler de,
ellerini arkaya baglamis,önümdeki duruma bakiyorlardi.
birisiyle gözgüze geldim ya da o anda öyle görmek istedim
degisen bir sey olmadi,
cünkü görmezden gelindi görüs acisi.
sonrasinda ne mi oldu,
ben sürüye sürüye getirdim bavulumu,
muavinin "ver abla" demesine kulak asmadan
kendim yerlestirdim.
ipislak olmus mantomu,
otobüse binince hemen cikartip,
aptalca katladim ve sarisin kadininkinin yanina koyacakken,
ani bir hamleyle arka tarafta bir yere sikistirdim.
cünkü cok feci tommy hilfiger kokuyordu,
eminim mantoma da bulasirdi
zaten ceplerinde sakladigim
göz yaslarima degen yagmur kokusu üstümden ciksin istemiyordum.