"Ben sana mecburum bilemezsin" der .hakikaten öyle ben sana mecburum.hava gibi (aldığım nefes değil saran çoğu zaman farkında olmadığım hava)su gibi (içtiğim değil ,yıkayan,paklayan,yuğan su)yürüten ayağım(bir yerden bir yere götüren ayak değil,dümdüz rota belirleyici),tutan elim(el benim bile değil),dönen dilim(müsade ettiğince..,),tekmili kalbim(senle ben arasında çok büyük alan sen).ben sana mecburum der aşığına ,ben sana mecburum bilirsin derim.İzin verilen boyutda hatta şöyle diyebilirim yalan olmaz maşuğum benden beni ,içeri ve ileri daha iyi bilir.kapıda dolanırım,kah tepinir kah ağlarım, illa ki elin değecek kalbime bilirim.
Kapında yatan köle olmak isterken başka alemlerde dolanır ,kendimi yorar ,biraz üzer hatta bazen nankörlük ederken buluyorum.biliyoruz ki senden başka bu dünya da gösterilen ,verilen,teslim edilen kimsem yok.ben bilmem dünya avuçunun içinde mi?ben bilmem kementin boynumda mı ?büyük işlerinde gözüm yok,beni ilgilendiren ensemde ki elin,kafama vuran asan ve en önemlisi ,her şeyden önemlisi Sen...en güzel ,en acılı,en derin hasret ve özlem kelimelerini yazsalar,söyleseler hissettiğime benzeyemez,ifade edemez.öyle özledim,bazen mektupların ulaşıyor elime ,günlerce okuyamıyorum bile.bakıyorum bakıyorum...herşeyi anlatıyorsunda böyle özlerken neden yanına çağirmiyorsun? Burada olmam lazım ...
peki.