Yeni Türk Dili başlığı altında ele alınacak konulara cevap niteliğindeki açıklamalar için vâr olun
@UluğBey ve
@Mina Yeni Türk Dili'nin bugünkü durumunu,dünya dilleri arasındaki yerini aslında çeşitli makalelerden ve bilimsel verilerden öğrenebilmek mümkün.Daha çok şahsî yorum olarak öğrenmek istiyorum düşüncelerinizi nâcizâne.Durumun bencesine gelince:Türkçe bir milletin kaderi,değeri,duygusu,düşüncesi,çilesi,göçü,yerleşimi ve daha nicesi...Bu bağlamda düşünecek olursak;dilimiz ciddi anlamda bize bırakılan en önemli miraslar sırasında ikinci sırada geliyor bence.Birinci sırada ne mi var?Sadece kendi tarihimiz değil genel geçer Dünya Tarihi'ne baktığımız zaman milletlerin,kıtaların,göçlerin kaderini belirleyen,bizleri genel olarak utanadırmayacak,yüz kızartmayacak (istisnaları var malesef ama bu istisnalar da o devre göre değerlendirilmeli)bir Türk Tarihimizin bulunması.Orta Asya'dan Anadolu'ya kadar özet geçecek olursak bu mirası bırakan çınarları şöyle sıralayabiliriz:Kavimler Göçü ile Avrupa'nın yapısını değiştiren Balamir Kağan'dan tutun da yine Avrupa'nın dini ve siyasi yapısını büyük ölçüde etkileyen Attila'ya, Anadolu'yu yurt edinmemize vesile olan Tuğrul ve Çağrı Beyler'den,Dünya imparatorluğunun kurucusu Osman Bey'e,çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet Han'dan adını sayamayacağımız kadar fazla olan idareci,devlet adamı,alimlere,ordularımıza,Türk halkına kadar götürebiliriz.Bu ölçüde nam salmış ve yerinde durmayıp kıtalar aşmış fetihler yapmış bir milletin dili de büyük önem arz ediyor tabii ki.Türkçe'nin değişim gösterip zaman zaman farklı dillerin etkisi altına girmesini atalarımızın azalmak ve durmak bilmeyen Kızıl Elma ve Îlâ-yı Kelîmatullâh hedeflerine ulaşma aşkına bağlıyorum.Bu pencereden bakınca da dilimizin yolunun farklı dillerle kesişmesini de kaçınılmaz buluyorum.Yeni bir din yeni coğrafya yeni kültür edinmiş bir milletin sözlü edebiyat devrindeki dili ve alfabeyi kullanmaya devam etmesi durumu düşünülemez elbette.
Dil tarihimize baktığımız zaman görüyoruz ki zaman zaman farklı dillerin etkisini abartan şair ve yazarlar hatta edebiyat dönemleri görüyoruz.Fakat böyle zamanlarda bu durumu fark edip yanlış etkilenmeye dur demesini bilen duyarlı,genetiğinin idrakinde olan,Türkçe vicdanı olan düşünürler çıkmıştır şükürler olsun.Divan edebiyatı döneminde Türk i Basit,Mahallîleşme hareketleri,Aşık Paşalar,Edirneli Nazmîler,Cumhuriyet döneminde;"Başka Sanat bilmeyiz"diye haykırıp bir devri uyandırmaya çalışan Faruk Nafizler" , "Güzel dil Türkçe bize,Başka dil gece bize"mısralarıyla Türkçe'nin güneş olup sadece bir milleti değil bütün dünyayı aydınlatabileceği gerçeğini gönüllere kalemlere duyuran Ziya Gökalpler olmuştur.
Hele bir Ali Şîr Nevâyî üstadımız vardır ki onu anlatmaya sayfalar yetmez.Sadece eserlerini anlayabilmek için sözlükler oluşturulan bir bilgeyi anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır doğrusu.Türkçe'nin değerini ve önemini anlatmak için yazdığı eser Muhakemetü'l Lügateyn okunmaya değer.
Başka hangi dil üzerine böyle eserler yazılmış böylesine çileler çekilmiş bilmiyorum.
Buna 'dil milliyetçiliği' diyenler de olabilir fakat dilini özdeğer olarak görmeyenin diğer değerlerine bağlılığından da şüphe duyarım doğrusu.Şunu da belirtmek isterim ki Türkçe'yi göklere çıkarıp diğer dilleri yermek ya da alçak görmek değil maksadım ya da onlara ihtiyacımız yok kendi dilimiz yeter bize gibi bir edebiyat öğretmenine yakışmayacak sözler söylemek asla bana göre değil Dilin özellikleri başlığı altındaki 17 madde arasında yer alan 9.maddede "Hiçbir dil hiçbir dile üstün değildir, her dil kendi milletinin ihtiyaçlarını karşılayabildiği üzere vârdır ve işlevseldir" kuralı yer alır.Beni bu saydığım tespitlere ulaştıran durum,biri Afrika kabile dili olmak üzere 4 dil görmüş,öğrenmiş olmam . Türkçe'nin dünya dilleri arasındaki yerinden kastım da buydu açıkçası.Türkçe,dünya dilleri arasında öğretilmesi,öğrenilmesi en sistematik olan diller arasında başları çekiyor.Bunun yanında farklı bir müzikalitesi de var. Türkçe cümleleri duyan yabancılar özellikle Afrikalılar müzik dinliyormuşçasına bir keyif aldıklarını söylüyorlar.Kullanmayacak olsalar dahi öğrenmek istiyorlar her söylenen kelimeyi hemen kapmaya çalışıyorlar.
Türkçe'ye bu nazarla bakıp ele aldığımızda Türkçe'nin bugününü ve yarınını değerlendirmek de başta biz dil öğretmenlerinin olmak üzere başımızdaki yöneticilerin halkımızın ve yeni neslin aslî görevi olmalı.
Maalesef ki günümüzde rantlaşmaya kurban giden birçok değerimizin arasında güzel dilimiz Türkçe de yer alıyor.Bu konuda halkımızın ve biz dil öğretmenlerinin eli kolu bağlı olmamalı.Sesimizi kaliteli ve hedefine yönelik olarak ayarlamamız ve duyurmamız lazım.Birçok mesele için sosyal alanlarda eleştriler,kampanyalar,anketler vs düzenlenirken dil konusuna eğilmemek bizim ayıp ve eksiğimizdir.Elden düşmeyen cep telefonlarının oluşturduğu yapay bir dil var adına Türkçe ya da bozuk Türkçe demiyorum Türkçe bunu hak etmiyor çünkü.Sokaklardaki tabelaları reklam panolarını saymıyorum bile .Bu devrin bir Karamanoğlu Mehmed Bey'e çok çok ihtiyacı var.Bu zamanın Karamanoğlu Mehmed Bey'i kim olur bilinmez ama maddi manevi büyük sevaba gireceği kesin.Bir kişi olması şart değil elbet milyonlarca kelebek olup aynı anda kanat çırparak bu etkiyi tüm ülkeye yayabiliriz zannımca.
Türkçe'nin bugünkü durumunu acınası görüp üzülmek artık beni daha çok üzüyor bunun ilerisinde ne yapabilirizi düşünüp kafa yormak şart.Biz üzerimize düşeni yapıp başta ailemiz olmak üzere yakınlarımızdan başlayıp farkındalık oluşturabilmeliyiz.Örneğin;varsa bir esnaf tanıdığımız eğer yabancı isimli tabela kullanıyorsa bunu konuşup tarihten başlayıp günümüze gelerek gönlüne fikrine dokunup gözlerini nemlendirebilirsek eminim değişir o tabela.Zîra örnekleri var;Of ilçemize yolunuz düştü mü hiç? Düşerse tabelalara dikkat ederseniz ne demek istediğimi anlayacaksınız.Ilçeye girdiğimizde dikkatimi çeken durum tabelalar oldu bir tane yabancı tabela yoktu.Çok takdîr ettim doğrusu.
Bu konularda söylenecek çok söz yapılacak çok icraat var biz ikisini de yapalım.Kelebek etkisini başlatalım.
Karamanoğlu Mehmed Bey'i Arıyorum şiiri için:
Şiir – Karamanoğlu Mehmet Bey’i Arıyorum | ilkogretim.info